Haber

Bilal Erdoğan ÖNDER 20. İmam Hatip Öğrencileri Kongresi Bildirisinde konuştu

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, öğretimin teşvik edilmesinin büyük önem taşıdığını söyledi.

Bilal Erdoğan, Uşak Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi’nde düzenlenen ÖNDER 20. İmam Hatip Öğrencileri Kongresi’nde yaptığı konuşmada, eğitimin çok taraflı bir olay olduğunu vurguladı.

Bu konuda sorumluluğun kısmen öğretmenlere ve yöneticilere ait olduğunu belirten Erdoğan, “Her ne kadar kapitalist sistem bize ‘anahtar teslimi, parayı ödersiniz, çocuğun eğitimini okuldan istediğiniz şekilde alırsınız’ dese de. Her ne kadar kurgusal bir üslup sunmuş olsa da elbette ebeveyn ve çocuğun ailesi de bu eğitimin çok önemli bir parçası.” Bu kelimeyi kullandı.

Türkiye’de her 8 öğrenciden birinin imam hatiplere gittiğini kaydeden Erdoğan, imam hatiplerin her yıl başarı çıtasını yükselttiğini söyledi.

Okullara destek veren okul aile birlikleri ve STK’ların toptan faaliyetler yerine daha detaya inen ve öğrencilere birebir destek veren çalışmaların içinde yer alması gerektiğini düşündüğünü belirten Erdoğan, bu konuda asıl görevin şu olduğunu söyledi: Rehber öğretmenlerin, öğretmenlerin ve yöneticilerin yanında olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Bilim Yayma Vakfı’nda kendi kendime ‘O yurtta kaç öğrenciyi ismen tanıyorum?’ dedim. Burada oturuyoruz, toplantılar yapıyoruz, kararlar alıyoruz, bir şeyler yapıyoruz ama kaç öğrenci tanıyoruz, bu seviyeye ilgi duymaya başladığımızda bu kalitede konuya girmiş olacağımıza inanıyorum ama biz Toplanıyoruz, dağılıyoruz, salonları doldurabiliyoruz, birçok çocuğumuz için aktiviteler yapabiliyoruz ama bu aktivite her çocukta nasıl bir sonuç elde edebileceğimize katkıda bulunmuş gibi görünüyor?”

“Ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz.” İlkesine dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

“Sınırlı kaynak harcayan ve kullanan sivil toplum kuruluşları olarak diyoruz ki ‘Bu yıl 1000 öğrenci üzerinde çalıştım, öğrenci başına toplam 1 milyon 1000 lira harcadım. Bu çocuklarda ne gibi gelişmeler elde ettim?’ Sene başında biraz batarya, biraz profil testi, yıl sonunda biraz profil testi ve yıl boyunca biraz odak grup çalışması yaparak bu çocukların gelişimlerini ve detaylı karmaşıklıklarını çözmemiz gerekiyor ki çalışmalarımız devam etsin. Daha doğru olabilir ve bu çalışmaların sonuçlarını alıp almadığımız konusunda biraz daha emin olabiliriz.” Bu tür çalışmalarda eğitim fakültelerindeki öğretmenlerimizin ve ölçme değerlendirme uzmanlarının desteğine ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bunları da çalışmalarımıza dahil etmemiz gerektiğini düşünüyorum.”

“Öğretmeye değer vermeyi seçelim”

Türkiye’de devlette 1 milyon 100 binin üzerinde öğretmenin görev yaptığını belirten Bilal Erdoğan, öğretmenlerin motive edilmesi ve güçlendirilmesi konusunun ele alınması gerektiğini söyledi.

Türkiye’de öğretmen belirleme sisteminin “ideal meslek”e değil, memuriyet sistemine dayalı olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Türkiye’de kimse sadece idealistlerin öğretmen olduğunu iddia edemez. Böyle bir iddiası olan varsa elbette tartışırız ama birçoğu memur olmak için öğretmen oluyor. Kısaca ‘Ben öğretmenliğe öğretmen olarak girdim’ diye bir söz var. ideal meslek.’ Eğer Türkiye’de bu öğretmenlik mesleği “o zaman bize gelen bu arkadaşlarımıza kendilerini değerli hissettirebiliriz, yaptıkları işin değerinin farkına varmalarını nasıl sağlayabiliriz, onları nasıl motive edebiliriz” diye gelenlerle kurulmuyorsa ?” “Borçlu bir çalışma sistemi olduğunu düşünüyorum. İmam Hatip mezunları dernekleri ve İmam Hatip öğrencileri olarak hep birlikte kendi okullarımızdaki öğretmenlere değer vermeyi seçelim.”

“Öğretmene destek olmaya çalışırsak…”

Sisteme dahil olan idealist öğretmen bile “Neden uğraşıyorum?” dedi. 3 yıl sonra. Diyeceğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

“Ben olsaydım kendime güvenemezdim. ‘Neden zahmet edeyim ki?’ Öğretmenlikte böyle bir şey var mı? Hayır, başlıyorsunuz, emekli olana kadar gidiyorsunuz, yani birkaç öğretmen arkadaşınızın bir tarafta yattığını ve fazla çaba harcamadığını görürseniz bu sizin de moralinizi bozuyor ve ‘Niye çabalıyorum’ diyorsunuz. ?’ Biz o dönemde bu işin destekçileri ve gönüllüleri olarak onları eleştirmek, kınamak, karşımıza almak yerine, onları yanımıza alma çabası gösterirsek, arkasında durup destek olursak, onlara katkı sağlayacak çalışmalar yapabilirsek. Moral-motivasyon, o zaman bunun sonucunu o gün bir öğretmenin sınıfında göreceğiz. 30-40 öğrencide bunu başarabiliriz, başaracağız.”

“En başarılı çocuklarımızı öğretmen olmaya teşvik edeceğiz”

Öğretmenlerin motivasyonunu artıracak çalışmaların hızla geri döneceğine inandığını belirten Erdoğan, “Mevcut öğretmenlerimizi motive edelim; peki ’10 yılda, 20 yılda daha iyi bir öğretmen kadrosuna nasıl sahip olabiliriz’ dersek. Bundan sonra’ diyerek çocuklarımızı öğretmen yapacağız. Sonra da en başarılı çocuklarımızı öğretmen olmaya teşvik edeceğiz” dedi.

“Öğretmen olmak isteyen var mı?” Anaokulları ve ilkokullarda çocukların çoğunluğunun sorulduğunda ellerini kaldırdığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ortaokulda da sorun aynı, azalıyor. Lisede de sorun var, el kaldıran çok az oluyor. Özellikle başarılı okullarda bu durum daha da kötü. Biraz daha incelediğimizde, Öğretmenlerinden şikayet eden öğrencilere, öğrencilerinden şikayet eden öğretmenlere rastlıyorsunuz.Dolayısıyla Türkiye’nin geleceğini inşa edecek olan bizsek, bu çocuklarımızı yetiştiren öğretmenlerimiz en yüksek referans noktasındaysa o zaman seviyorsak. Çok gözbebeğimiz olan çocuklarımızın çok başarılı olduklarını düşünüyorsak, büyük işler yapmalarını istiyorsak kendi çocuklarımızı eğitime, öğretmenliğe, akademisyen olmaya yönlendirelim. -okul, ilkokul, ortaokul, lise ya da “Yeni nesil yetiştirmek isteyen insanları üniversite koridorlarında motive edebilir miyiz? Orta ve uzun vadede bunu dikkate almamız gerektiğini düşünüyorum.”

En başarılı İmam Hatip okullarında başarılı öğrencilerin çoğunlukla mühendislik ya da tıp okumak istediğini kaydeden Bilal Erdoğan, “Biliyorsunuz eğitim fakültesine giden, öğretmen olmak isteyen, öğretmen olmak isteyen. ilahiyat fakültesine mi gidiyor?” diye sordu.

Kartal İmam Hatip Lisesi’nde öğrencilerin ilahiyat fakültesi ve sosyal bilimler alanındaki diğer bölümlere gitmesini teşvik ettiklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bugün mücadele ettiğimiz sorunlarla mücadele edecek olanlar, düşünürler, sosyal bilimciler, kanaat önderleri, toplumun önünde yürüyenler, yazılarıyla, çizimleriyle, konuşmalarıyla kitlelere ilham veren insanlar, tıp fakülteleri ve Mühendislik fakülteleri bu insanları yetiştiriyor ama istisna şu ki, 21. yüzyılda bilimleri yeniden yükseltecek aydınlar yetiştirmek istiyorsak, bu parlak çocukları ilahiyat ve sosyal bilimler fakültelerimize yönlendirecek öğretmenlere ihtiyacımız var.”

“Kendimi çok rahat hissediyorum”

İmam hatip liselerinde meslek derslerini okutacak öğretmenin bulunmadığı günlerden bu yana büyük ilerleme kaydedildiğini, üniversite sınavlarında, uluslararası alanda ve TEKNOFEST organizasyonlarında imam hatipçilerden bahsedildiğini ve imam hatipçilerin başarısını gözlemlediklerini ifade eden Dr. Aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un da bulunduğu isimler yer alıyor. “Yeni çocukların önümüzdeki 20-30 yıla nasıl bir iz bırakacağı konusunda çok rahatım ama elimizdeki imkanlar ve motivasyonlarla daha iyisini yapabileceklerini ve bunun için çaba göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. ” söz konusu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort